16 Mayıs 2009 Cumartesi

Güzel Atlar Ülkesi

'Güzel Atlar Ülkesi' nden yerine ulaşabilen kaçamak bir bakıştı benimki, kimse fark edemesin diye -ki kimse senin gibi anlayamazdı da zaten- zeytin gözlerimi sana çevirdiğim bi an.. Kırmızı güzel yanaklarına dokunduğum andı.. Peri bacalarının, balçık kadehlerin, at yelelerinin, papatyaların, vanilya kokulu şalının arasından sızan bi meltemle, senin melteminle yasemin kokusunu taşıdı bedenime.
Titredim..
O andan sonra seni düşünerek tebessüm ettim, gördüğüm kadehlerde seni içtim, sigaram en güzel yerinde bitmedi, devam ettim..
İspanyol ritmli İbranice şarkılar kulağıma fısıldadılar, ardından Jehan belirdi gözlerimde, öylesine... Seni dinliyordum artık parmak uçlarım yanıyordu saçlarım da alev alevdi, tarçın rengi olmuştum.. Vazgeçemedim, devam ettim..
Yine..
Seninle..
Gökçeada, Ağva, Kapadokya.. Sana gelen yolları biçimsiz taşlar, biçimli dağlar, alkol kokulu dereler, siyah çarşaf görünümlü göller adıyla kapamıştı.. Ama lüzumu yoktu üzülmenin, sadece senin anlayabilceğin biçimiyle, sadece senin..
Yak bi tane..
Yanında vanilyalı likörle..

Hiç yorum yok: